1547 yılında
Korkunç İvan‘ın
Çar unvanı almasıyla başlayan ve
1721‘de Çar
I. Petro‘nun
Rus İmparatorluğu‘nu kurmasıyla son bulan Rus devletinin resmi
[1]adıdır. Çarlıktan önce bu topraklarda
Moskova Knezliği egemen olduğu için çarlık Batı Avrupa dillerinde
Moskova olarak adlandırılmaktadır.
[2] Ayrıca Rusça
[3] ve Türkçe
[4] kaynaklarda da
Moskova Çarlığı olarak bilinir.
Köken
16. yüzyılda, azalan
Moğol ve
Altın Orda baskılarıyla birlikte
Moskova Knezliği bölge üzerindeki etkisini arttırmış, ve III. Ivan’ın son
Bizansİmparator’unun kızı ile evlenmesi ile de Bizans’ın varisi olduğunu ilan etmiştir.
Aristokratlar, olaydan sonra yönetimde Bizans geleneklerini sürdürmüşler.
İstanbul’un Fethinin ardından bütün
Ortodokskiliselerinin başı sayılan Rus Ortodoks Kilisesi’nin Rusya’nın
Roma ve Bizans İmparatorlukları’ndan sonra Üçüncü Roma olacağına dair kehaneti de Moskova Prensliği’nin bölgedeki Ortodokslar üzerindeki etkinliğinin artmasını sağlamıştır.
Korkunç İvan‘ın
1547‘de resmen
Rus Ortodoks Kilisesi tarafından Çar ilan edilmesi ile Rusya Çarlığı kuruldu. Korkunç Ivan,
Kazan Hanlığı ile yıllardır devam eden savaşları 1552 yılında başkent Kazan’ı alarak sonlandırdı. Daha sonra
Astrahan Hanlığı‘nı da ele geçiren Rusya’nın sınırları
Orta Asya‘ya dayanmış oldu.
18. yüzyıl (İmparatorluğa geçiş)
Büyük Petro (1672-1725) Rus Çarlığı
Avrupa‘da söz sahibi bir
devlethaline getiren en önemli kişidir. Ama
Büyük İmparatorluğunda, sadece 14 Milyon insan vardı. 14 Milyon kişinin çoğu
çiftliklerde yaşıyordu. Çok az kişi de
şehirlerde yaşıyordu. 1723 yılına kadar
kölelik önemli bir yer tutuyordu. Ama
Büyük Petro, köleleri, hizmetçilere çevirdi. Büyük Petro’nun ilk
Askerisaldırısı
Osmanlı üzerine oldu. Sonra
Kuzeye dönüldü.
Rusya‘nın
Karadeniz ile herhangi bir bağlantısı yoktu. Sadece
Baltık Denizi‘nin bir bölümü olan
Beyazdeniz‘de “Archangel” adında bir
limanı vardı. Ama oda yılın 9 ayında donuktu.
Baltık Denizi‘ne geçiş ise
İsveç tarafından engelleniyordu.
İmparator Petro,
Denize ulaşabilmek için, 1699 yılında
Saksonya ile gizli bir antlaşma imzaladı. Bundan sonra
Danimarka,
Polonya,
Litvanya, Rusya-İsveç’e saldırdı. 1721 yılında,
İsveç‘in barış istemesi sonunda bir antlaşma imzalandı. Antlaşmaya göre,
Ruslar Güney’den ve Kuzey’den denize ulaşabiliyordu.
Sankt-Peterburg adında yeni bir
şehir inşa edildi ve yeni başkent
Sankt-Peterburg oldu. Petro, Hükümeti o zamanki modern kurallara göre yeniden yapılandırdı ve Duma adıyla anılan ve 9 senato’dan oluşan
Meclisi yeniden açtı. Kırsal alanlar yeni il ve ilçelere bölündü. Senatoların görevi,
vergi gelirlerini toplamaktı. Onun döneminde,
Vergi 3 katına çıkarıldı.
Ortodoks Kilisesi‘ni
devletin bir parçası yapmak için,
Ortodoks Kilisesi‘ni devletin idari yapısına dahil etti.
Patrikhaneyi kaldırdı ve onun yerine hükümetçe yönetilen Kutsal Sinod ile değiştirildi. Kısaca tek yönetimin parçası olan her şey kaldırıldı. Petro 1725 yılında ardında vasal bırakmadan ölünce, yerine kısa bir süreliğine,
I. Katerina geçti. Taç ondan sonra
Çariçe Anna‘ya geçti.
Anna İvanovna döneminde Reform hareketleri yavaşlatıldı ve
Osmanlı ile savaşıldı. Yapılan savaşı kazanarak
Kırım Hanlığı‘nın zayıflamasına yol açtı. Baltık Almanlarının
Rus siyaseti’ne uyguladığı baskı nedeniyle, tahta Peter’in kızı
Yelizaveta getirildi.
Yelizaveta resime, mimariye, bilime önem verdi. Ama onun döneminde yapısal reforma gidilmedi. Onun döneminde 7 yıl savaşları olmuş, ve
Rus Çarlığı‘da
Yelizavetaönderliğinde savaşa katılmıştır. Savaş, Ruslara askeri açıdan büyük bir zafer getirmişse de, politik yönden zayıf kalınmıştır. Yaklaşık 20 yıl tahtta kalmıştır.
III. Petro ile evlenen bir Alman prensesi olan
II. Katerina veya Büyük Katerina,
Yelizaveta‘ten sonra tahta getirildi. Katerina döneminde Ruslar
Polonya ve
Litvanya toprakları üzerinde siyasi kontrolünü genişletti. Ama askeri zaferlerin maliyeti altında ezilen köylü halk isyan etti. Katerina’nın “tüm toprak ağalarını asın” emri üzerine, çoğu asıldı. Ayrıca işkenceler etme ve öldürme suçundan üst düzey soylulardan olan Darya Nikolayevna Saltykova’nın toplum önünde yargılanması ve cezalandırılmasını emretti. Asillerin desteğini sağlamak için, hükümetine rağmen, serflerin ve diğer düşük sınıfların haklarını ve güçlerini arttırdı. Katerina, serfliğin sona ermesi gerektiğine inanıyordu. Bu işi biraz daha ileriye taşıyarak Nakaz’ında, yani Halkı bilgilendirme notunda serfler için “bizim kadar iyiler”dedi. Ama soylular bu durumu iğrenç olarak değerlendirdi.
I. Katerina‘nın ölümünden sonra bulunan belgeler’de, Katerina’nın Rusya’ya demokrasi getirme konusunda umutlu olduğunda gösterdi. Ama bu durumun
Rus İmparatorluğu‘nun böyle büyük bir olay için daha hazır olmadığını biliyordu. En büyük sorun, serflerdi.
II. Katerina döneminde
Osmanlı ile
Karadeniz hakimiyeti için savaşıldı ve başarılı oldu.
[5] Yazının devamı.